Ses ve Sükut Üzerine

Her ses iki sükût arasında. Sesin öncesinde ve sonunda iki sessizlik hali vardır. Sesi boşluklarından çerçeveye alıp / sınırlayıp anlamlandırırız. Boşluğu olmayan süreğen sesler bir yerde susup ara vermezse / tını değiştirmezse / bir anlık bir boşluğa düşmezse bir anlık yok olmazsa anlamlandıramayız. Ritm boşluklarıyla vardır; bir vurup bir sustuğu için. Sürekli konuşan insanların ne dedikleri aklımızda kalmaz. Arada bir susarak kulağımızın çerçeveleyip sınırlandıracağı bir geçit bırakmadıkları için cümlelerinin aralarında; zihnimizde onların konuşmalarından bir iz değil seslerinden bir gürültü kalır. 

Kulağımız belli frekanslar arasını duyar. Dünyanın dönüşünün sesini karıncanın yürüyüşünün sesini duy(a)mayız. İyi ki de duyamayız. Bu frekansların üstünü ya da altını duyabiliyor olmak bir yeti değil bir hastalık vesilesi olur insan için. 

Yürürken yönümüzü çevremizdeki seslere göre tayin ederiz. Sürekli sessizlikte de insan dengesini bulamaz, etraftan gelen geri bildirim sesle ayakta dengede durmamızı sağlar kulaklarımız. Güney Minneapolis’teki Orfield laboratuvarları’nda bulunan ve “dünyadaki en sessiz yer” olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na giren yankısız odada bir insan en fazla 45 dakika kalabilmiş; ancak oturarak, çünkü etraftan bir yankı bir ses alamadığı için ayakta dengede duramamış (bkz: http://www.hurriyet.com.tr/planet/20274559.asp )

Ses ve onu anlamlandırabilmek için sükut (sesin yokluğu hali- sessizlik) büyük nimetler. Anlamak için konuşmak için denge için yaşamak için..

Share Share Editor: editor | Posted: 2014/04/28 | Views: 4627

Comments

16 + 16 =
Ana Sayfa | Arama | İletişim

Bu site Net Diksiyon © ürünüdür. İçerdiği bilgiler, (kitap, yazılı dokuman, web sitesi vs. olarak) izin almadan yayınlanamaz.

Editor